18 Ağustos 2013 Pazar

SABAH YILDIZIM

Ey benim doğmayan sabah yıldızım
Geceler mi uzak sen mi uzaksın?
Ne zaman bitecek bu yalnızlığım
Umutlar mı uzak sen mi uzaksın?

Bil artık sabrımın sabrıda bitti
Seninle gelen aşk sensiz terketti
Çalmadın kapımı çalmadın gitti
Ellerin mi uzak sen mi uzaksın

Sen misin- ben miyim kimmiş yalancı
Nasıl yaşarız biz - bize yabancı
Böyle bir ayrılık ne kadar acı
Yolların mı uzak sen mi uzaksın

Dilimde marş ettin eyvahlarımı 
Söyle de bileyim günahlarımı
Işıksız bıraktın sabahlarımı
Gözlerin mi uzak sen mi uzaksın


Ahmet Selcuk Ilkan


MEKTUP




İstersen mutlu oluruz seninle
Evimiz ve çocuklarımız olur
Yemek pişirirsin kendi elinle
Kalplerimizde esenlik ve huzur
İstersen mutlu oluruz seninle
Birbirimiz için yaratılmışız
Ruhlarımız düşüncelerimiz bir
Bizim gibi olur çocuklarımız
Ben şair, sen baştan ayağa şiir
Birbirimiz için yaratılmışız
Ayrılık olmaz fikirlerimizde
Kahkahamız ta uzaklardan duyulur
Mutluluk parıldar gözlerimizde
Rüyalarımız bile aynı olur
Ayrılık olmaz fikirlerimizde
Ne hayaller kurarız uzun uzun
Üzüntüleri atarız bir yana
Gizli bir şeyi kalmaz ruhumuzun
Bütün şiirlerimi okurum sana
Ne hayaller kurarız uzun uzun
Kim ne derse desin mutlu oluruz
İçimizde ümit, arzu teselli
Bende aşk ve sende güzellik sonsuz
Aşkımız gözlerimizden besbelli
Kim ne derse desin, mutlu oluruz


Ümit Yaşar Oğuzcan
            


HATIRAYI seversen verecegim RESMiMi

HATIRAYI SEVERSEN verecegim RESMiMi 
ALTINA YAZACAGIM ADRESiMi iSMiMi 
ALBÜMÜNE koyarsan CANSIZ CiSMiMi 
AKLINA GELDiGiNde ACAR BAKARSIN 



HATIRAYI ATMAZLAR TOZA TOPRAGA 
iNSAN OGLU BENZER SARI YAPRAGA 
HAZAN GÖRMÜS BENZER BiR BAGA 
AKLINA GELDiGiNDE ACAR BAKARSIN 




İbrahim Karabulut


KİMİ SEVSEM SENSİN




Kimi sevsem sensin, hayret
Sevgin hepsini nasıl değiştiriyor
Gözleri maviyken yaprak yeşili
Senin sesinle konuşuyor elbet
Yarım bakışları o kadar tehlikeli
Senin sigaranı senin gibi içiyor
Kimi sevsem sensin, hayret
Senden nedense vazgeçilemiyor
Her şeyi terk ettim, ne aşk ne şehvet
Sarışın başladığım esmer bitiyor
Anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
Dudakları keskin kırmızı jilet
Bir belaya çattık, nasıl bitirmeli
Gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
Kimi sevsem sensin, hayret
Kapıların kapalı girilemiyor
Kimi sevsem sensin, senden ibaret
Hepsini senin adınla çağırıyorum
Arkamdan şımarık gülüşüyorlar
Getirdikleri yağmur, sende unuttuğum
Hani o sımsıcak iri çekirdekli
Senin gibi vahşi öpüşüyorlar
Kimi sevsem sensin, hayret
İn misin cin misin anlamıyorum
Atilla İlhan


İSTERSEN HİÇ BAŞLAMASIN




İstersen hiç başlamasın 
Bu hikaye eksik kalsın 
Onca yaralarİstersen hiç başlamasın 
Bu hikaye eksik kalsın 
Onca yaraların ardından 
Yeni bir aşk yaratamazsın 
Örselenmiş bir çocukluk 
İşte benim bütün hikayem 
Kaç sevda geçse de yüreğimden 
Bu yıkıntıları onaramazsın 

İstersen hiç başlamasın 
Geç kalmışız birbirimize 
Yanlış kapılarla geçmiş bunca yıl 
Dönemeyiz artık ilk gençliğimize 
İstersen hiç başlamasın 
Söz verelim kendimizeın ardından 
Yeni bir aşk yaratamazsın 
Örselenmiş bir çocukluk 
İşte benim bütün hikayem 
Kaç sevda geçse de yüreğimden 
Bu yıkıntıları onaramazsın 

İstersen hiç başlamasın 
Geç kalmışız birbirimize 
Yanlış kapılarla geçmiş bunca yıl 
Dönemeyiz artık ilk gençliğimize 
İstersen hiç başlamasın 
Söz verelim kendimize


YOKSUN




Karanlık sularda uzuyordu 
Sokak lambaları 
Ve uzadıkça dağılıyordu şehir. 

Haliç kıyısında 
Geceye saklanıyordu 
Balat, Feneryolu. 
Arabalar geçiyordu, 
İnsanlar geçiyordu, 
Üzerinden gün geçiyordu. 
Ben duruyordum bıraktığın yerde. 

Köhne sokaklarına dalasım geldi bir anda 
Her arnavut taşını söküp 
Tek tek fırlatmak 
Ve tek tek koparmak yıldızları. 
Arabaların önüne atılmak 
Sokak köpeklerine katılmak 
Ve dolaşmak berduş gibi.. 

Benim küfürlerimdi boşaltan, 
Sur dibinde ucuz şarap şişelerini. 

Virane binalardaki idrar kokularında 
İçimi yakmamalıydı aç çocuklar. 
Bir yumruk sıkımı tinerde 
Soluklanmamalıydı mutluluk. 
Köşe başında 
Kirli ve küçük bir el açılmamalıydı 
Ya da uzanmamalıydı kemikleri sayılı 
Sokak kedisi dizlerime. 
Dikenli tellerden ve kırık şişelerden 
Kesikti elleri yaşlı adamın. 

Ben gibi fakirmiş bu şehir de. 

Oysa tarihin tüm altınları saklıydı 
Eski kitaplarımda. 
Ve yırtık saman sarısı resimlerde 
Saçları maşayla kıvrılmıştı tüm kadınların 
Dağılmışlığıma inat. 

Hani peçesini mi çıkartsam diyorum 
Bir katibe kur yapan pembelinin. 
Ya da yere atılan oyalı bir mendille mi silsem 
Bunca çirkin makyajını şehrin. 

Bir at arabasını salıversem ya da 
Boynuzlarını taksam 
Eski bir tramwayın 
Çeker mi bugüne geçmişi. 

Ahşap cumbaya çıkmış betonlar. 
Döker mi gerçekleri... 

Her bir taşı ağlıyor sessizce 
Duyan yok... 
Ve çatlıyor taştan yüreği şehrin 
Yıkılıyor pervazları 
Bakma bayrağın dalgalandığına... 

Deniz istediği kadar mavi olsun sabah 
Kuşlar uçabildiğince özgür 
Ve arabalar 
İstedikleri kadar geçsin 
Fakirin düşlerinden 
Ezsin 
Kim duyar.... 

Üç kuruş paraya 
Sıralanıyorsa yaşlılar 
Sabahın köründe. 
Ve duruyorsa kalbi 
Ya da kapıp kaçıyorlarsa elinden 
Bir aylık yemeğini. 
Bir işten diğerine koşuyorsa dul bir kadın 
Ve filesini doldurmak için 
Borç yazdırıyorsa baba bakkala 
Bir çocuk aç kalmamak için, 
Bırakıyorsa beyaz yakasını 
Yastığının altına... 
Ve geleceğe 
“adam olmasın” diye 
kapanıyorsa üniversite kapısı 
Bir magandanın maç sonrası kurşununda 
Yıkılıyorsa ocaklar 
Ve kırılıyorsa belediye çukurunda bacak 
Ve kesiliyorsa bilezik için kol 
Ve nefsi için bir sapığın 
Kirletiliyorsa küçük bedenler 
Katık ediliyorsa mutluluklar 
Bir kilo ete ziyafet çekiyorsa yurdum insanı 
Yaşanır mı ulan bu şehirde.... 

Karanlık sularda uzuyor 
Sokak lambaları 
Ve uzadıkça dağılıyor şehir gözlerimde. 

Hele ki bir de s e n y o k s u n.... 

Arzu Altınçiçek
                  


VUSLAT GEREKMEZMİŞ




Rüyana mı girdim, hayırdır güzel;
Bu nasıl özlemdir, bu nasıl çıglık.
Yüregimi tuttu, bir sımsıcak el,
Özden akar yasım, bak; ılık ılık.

Öyle bir han'ım ki; sormayın gitsin,
Gönül odalarım ıssız kimsesiz.
Gel de ey canım ki su özlem bitsin,
Desem be güzelim gelir misiniz?

Eger bir gün gözler, görmezse seni;
Kesin,yollarında yoklar olmusum.
Rûhum seninle ya, atın bedeni,
Bu gün düze çıktı gönül yokusum.

Bilirim yok hakkım böyle bir seye,
Gökte kuslar ile kanat çırparım.
Vuslat gerekmezmis böyle sevgiye,
Uzaklardan bakar bakar aglarım.

Erken çıkmısım caaan, bu yola erken;
Belki de birazcık sen geç kalansın.
Gözlerim kalacak sende giderken,
Tanrım vermis ise, sen de alansın.

Ali Rıza Navruz